20 Temmuz 2012 Cuma

11 ayın sultanı Ramazan

11 ayın sultanı geldi . Ramazan en sevdiğim ayların başında gelir . İftarda kimsenin dışarıda olmaması o huzurlu sessizlik ve herkesin aynı anda yemeğe başlaması benim için çok huzur verici .


Bu sene çok uzun süre oruç tutulacağı için bir çok şeye dikkat ederek oruç tutmalıyız.

Ramazan’da nelere dikkat etmelisiniz? 
Ramazan ayında, oruç tutan kişilerin mide ve sindirim sistemi farklı çalışmaya başlar, bu nedenle yemek yerken birçok şeye dikkat etmek gerekir.
* Yaklaşık 12 saat dinlenmeye çekilen mideye aniden yüklenmek, sindirim sorunlarına neden olabilir. Orucu hafif yiyeceklerle açın.
* Ramazan ayı süresince yapılan başlıca beslenme hatalarından biri de az meyve yemektir. Günde en az 2 porsiyon meyveyi çiğ ya da komposto olarak tüketin.
* Ramazan ayında kişinin tatlı ihtiyacı artabilir. Bu gereksinim kalorisi azaltılmış tatlılarla giderilmeli. Yağlı ve ağdalı tatlılar yerine hoşaf, komposto veya sütlü tatlılar yiyin.
* İftar sırasında yemekle birlikte çay ve kahve içmek yemeklerden alınan vitaminleri öldüreceğinden bu içecekleri yemekten bir süre sonra içmenizde yarar var.
* Ramazan’da kilo vermek istiyorsanız günlük almanız gereken kaloriyi iftar ve sahur öğünlerine paylaştırın. Sebze ve meyve gibi düşük kalorili besinlere ağırlık verin. Hareketsiz kalmayın. İftardan sonra mutlaka yürüyüş yapın.
* Mutlaka sahura kalkın. Bu şekilde hem aç kaldığınız süre azalır hem de metabolizmanız daha az yavaşlar.
* Kolesterolünüz yüksekse ve oruç tutuyorsanız kırmızı et ve tereyağı tüketimini sınırlamanız, haftada en az 1-2 kez balık ve kuru baklagil yemeniz gerekiyor.
* Oruç tutarken vücut uzun süre susuz kalacağı için, iftar ve sahur arasında bol su içmeye özen gösterin.
* Su içmek bağırsak ve böbreklerin çalışmasını hızlandırır. Ancak yemek esnasında su içmek, sindirim sistemini bozabilir.
* Ramazan’da sigara tiryakilerinin çoğu, iftar yemeğine başlamadan hemen bir sigara içer. Aç karnına içilen sigaranın zararları çok daha fazla olduğu için, yemekten önce sigara içmeyin.


Hayırlı ramazanlar ...

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Sağlıklı Bir Ramazan İçin Süt


Ramazan ayının yaza denk gelmesi ve önümüzdeki birkaç yıl boyunca da daha sıcak ve daha uzun yaz günlerinde Ramazan ayını geçirecek olmamız, Ramazan ve Sağlık tartışmalarının da artmasına neden oluyor. Türkiye’nin önde gelen birçok beslenme uzmanının, yaz aylarına denk gelen Ramazan ayıyla ilgili sıraladıkları tavsiyelerin başında ‘’Bol Sıvı Tüketmek’’ geliyor.
İnsan vücudunun önemli miktarının sudan oluşması, yeterli miktarda su tüketmeyen bünyelerin özellikle yaz aylarında ciddi sağlık sorunları yaşamasına neden oluyor. Sıvı tüketimi az olan bünyelerin yaşadığı problemlerin başında da aşırı halsizlik, konsantrasyon bozukluğu, tansiyon düşmesi ve depresyon geldiğinden daha önce bahsetmiştik. Özellikle iftar ve sahurda bol sıvı tüketilmesini tavsiye eden uzmanlar, su kadar faydalı başka bir sıvıya dikkatimizi çekiyor; “Süt”.
Ankara Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nilgün Sarp konuyla ilgili açıklamasında sütün; protein, yağ, vitamin ve mineraller gibi oldukça önemli besin öğelerini bir arada bulundurduğunu, bu sebeple de özellikle Ramazan ayında bolca tüketilmesi gerektiğini söyledi.
Sarp, sütün vücudumuz için ne kadar önemli olduğunu “Besinlerin bio yararlılığını artırıyor, Ramazan ayında vücudun sıvı gereksinimini karşılıyor. Aynı zamanda kan basıncının düzenlenmesinde ve vücudun sıvı dengesinin sağlanmasında önemli rol üstlenen potasyumun yüzde 33'ünü, kalsiyumun da yüzde 90'ını sağlıyor'' sözleriyle ayrıntılı olarak açıkladı.
Sağlıklı bir Ramazan geçirmek istiyorsak, bol sıvı tüketmeye, suyla beraber bol bol da süt içmeye dikkat edelim.



11 Temmuz 2012 Çarşamba

Toprağı bol olmak deyimi ...

İlk Çağ inançlarına göre, insanlar öldükleri vakit birtakım 


eşyalarıyla birlikte gömülürl­erdi. Tanrılarına sunmak ve öte 


dünyada kullanmak üzere mezarlara birlikte götürdükleri bu eşyalar 


genellikle kıymetli maden ve taşlardan mamul kap kaçak ile 


takılardan oluş­ urdu. Türk beyleri de İslâmiyet’ten önceki 


zamanlarda korugan dedikleri mezarlarına altın, gümüş ve 


mücevherleriyle ...birlikte gömülürler, sonra da üzerine toprak 


yığdırtarak höyük yapılmasını vasiyet ederlerdi. Eski medeniyetlerin


 beşiği olan Ortadoğu ve Anadol­ u'da, pek çok ünlü hükümdarlara 


ait bu tür mezar ve höyükler hâlâ bulunmaktadır.

Altın ve hazine her zaman insanoğlunun ihtiraslarını kamçılamış,



nerede ve ne kadar kutsal olursa olsun elde edilmek için insanı 


kanunsuz yollara sevk etmiştir. Höyüklerdeki hazineler de zamanla


yağmalanmaya başlanınca ölenin ruhunun muazzep edildiği düşünc


esiyle üzerine toprak yığılır ve gittikçe daha büyük höyükler yapılır 


olmuş. O kadar ki ölenin yakınları ve cenaze merasimine 


katılanların birer küfe toprak getirip mezarın üst­ üne atmaları,


gelenek hâlini almış. Öyle ya, mezarın üzerinde toprak ne kadar bol


olursa, düşmanlar ve art niyetliler tarafından açılması ve hazinenin


yağmalanması, o kadar engell­ enmiş olurdu. Bu durumda toprağı bol 


olan kişi de öte dünyada rahat edecek, en azından kullanmaya


eşyası ve tanrılarına sunmaya hediyesi bulunacaktır. Bugün 


dilimizde yaşayan "toprağı bol olmak" deyimi, aslında ölen kişi


hakkında bir iyi dilek ifade eder. Türklerin İslâm dairesine girdikten


sonra yavaş yavaş terk ettikleri höyük geleneği, "toprağı bol 


olmak" deyiminin de gayrimüslimler hakkında kullanılmasına yol 


açmıştır.


(İSKENDER PALA - İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK



 KİTABINDAN)

Zayıflatan aşı başarılı oldu

Aşırı kilolarından muzdarip olan bir çok kişi var ve su içsem yarıyor diyip , diyet yapmalarına karşı kilo verilemeyebiliniyor .

Ayrıca obezite hastası olup , sağlığı etkilenen kişiler içinde bu aşının yararlı olacağını düşünüyorum .

Bilim insanları hayvanlar üzerinde yaptıkları deneyde zayıflatan aşı üretmeyi başardı. Aşı, tamamen sağlıksız, aşırı yağlı ve fast food yiyeceklerle beslenilmesine rağmen zayıflama sağlıyor.
Obezite hastalarında kullanılması planlanan aşı, bağışıklık sistemini çalıştırarak kilolarla savaşıyor. Testler sırasında farelere tek bir aşı yapıldı ve buna rağmen vücut ağırlıklarının yüzde 10'unu kaybetmeyi başardılar.
EN AZ 7 YILI VAR
Ancak yine de hemen sağlıklı beslenmekten vazgeçmeyin çünkü yine de sağlıksız beslenmenin etkileri aşı ile yok olmuyor. Ayrıca birçok testten geçecek olan aşı en erken 7 ile 10 yıl arasında piyasaya sürülebilecek.
SUÇLU HORMON SOMATOSTATİN
Aşı bağışıklık sistemini kandırıyor ve somatostatin ismi verilen bir hormona karşı antikor üretiyor. Somatostatin beyin ve sindirim sistemi tarafından üretilen bir hormon. Bu hormon diğer hormonları engelleyerek vücudun kilo almasına ve metabolizmanın yavaşlamasına neden oluyor.
Aşı ile birlikte üretilmeye başlayan antikorlar somatostatin hormonunu durduruyor. Böylece metabolizma hızlanıyor ve zayıflama sağlanıyor.
Dünyanın en önemli sorunlarından biri olan obeziteye karşı bu aşı üretilirse ameliyatsız olarak önemli bir çözüm bulunmuş olacak. Ancak bu aşının uzun dönemde yan etkilerinin ne olacağı ise henüz bilinmiyor.

4 Temmuz 2012 Çarşamba

İşte meyvelerin dünyası…



Her türlü meyve ve sebzenin yetiştiği , yılda 4 mevsim yaşayabildiğimiz güzel bir ülkeye sahibiz .

Ve yaz ayları olsun diğer aylarda olsun doğal olan meyve sularını günlük hayatımızda daha çok tüketmeliyiz . Bir çoğunun farklı yararları var vücudumuza .

Helede içinde bulunduğumuz yaz aylarında harika meyvelerle güzel karışımlar yapabiliriz .

Hepinize afiyet olsun :)




Domates
Domatesin antioksidan etkisinin çok kuvvetli olduğu belirtiliyor. Yapılan çalışmalar koroner kalp hastalıkları ve prostat, serviks, kolon, akciğer, meme, özefagus, rektum, rahim, mide, pankreas gibi çeşitli kanser türlerine karşı koruyucu potansiyel etki gösterdiğine işaret ediyor.
Nar
Nar suyunun içerdiği biyoaktif bileşenler tümör oluşumu ve gelişimini engelleyici, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, bakteriyal infeksiyonlar, antibiyotik direnci ve deri hasarlarına karşı önleyici ve tedavi edici potansiyel etkiler sunuyor.
Çilek, ahududu, böğürtlen, vişne
Çilek, ahududu, böğürtlen, vişne gibi üzümsü meyve sularında bulunan biyoaktif bileşenler tümör oluşumu ve gelişimini engelleyici (akciğer, meme, uterus, kolon, ağız, prostat, özofagus) ve menopoz sonrası dönemde yaşla ilişkili bilişsel zayıflamayı azaltıcı potansiyel etkisi olduğu ileri sürülüyor.
Portakal
Portakal suyunda antioksidan potansiyele ve sağlığı geliştirici kapasiteye sahip bileşenler bulunuyor. Bu bileşenlerin portakal suyunda bulunan C vitaminiyle birlikte bağışıklık sistemini güçlendirdiği belirtiliyor. Bir bardak portakal suyu 132 kcal içeriyor ve günlük C vitamini gereksiniminin %30’unu karşılıyor. C vitamini eksikliğinde diş etlerinde kanama, eklemlerde şişlik ve ağrılar, vücudun diğer yerlerinde ufak darbelerle kanamalar görülüyor. Özellikle turunçgillerde bolca bulunan C vitamini vücuda güç veriyor, enfeksiyonlara karşı vücudu koruyor ve demirin kana geçmesini kolaylaştırıyor.
Havuç
Güneşin rengini bünyesinde barındıran havuç ise, A vitamini aktivitesi gösteren ve bir karotenoid olan beta-karotenden yana çok zengindir. A vitamini; gözlerimizin karanlıkta normal olarak görmesine ve alacakaranlığa alışmasına yardım ediyor. Karotenoid formları bir antioksidan olarak çalışıyorlar ve çeşitli kanser türleriyle yaşlanmaya bağlı hastalıklara karşı potansiyel koruyucu.
Kayısı
Potasyum, folat ve A vitaminine dönüşebilen karotenoidlerden özellikle beta karoten açısından çok zengin olan kayısı ise gözlerin karanlıkta normal olarak görmesine ve alacakaranlığa alışmasına yardım ediyor. Hücre ve dokuların sağlıklı bir şekilde büyümelerini sağlıyor. Ağız, mide, ince bağırsaklar, solunum ve üreme sistemi ile idrar yollarındaki deri ve dokuların sağlıklı bir şekilde devamlılığını sağlayarak vücudu enfeksiyonlara karşı koruyor.
Şeftali
Şeftalinin bileşimi inanılmaz yoğun ve etkili. Bu bileşenlerin hepsi güçlü antioksidan etkinlik gösteriyorlar. Şeftali vücudun dış yüzeyini, sindirim, solunum, üreme ve görme organlarını dıştan gelecek mikroplardan koruyan epitel hücrelerin çalışması ve gözün ışık durumuna göre ayarlanması için ve vücudun hastalıklara karşı savunma sisteminin oluşumunda da yardımcı.
Üzüm
Üzüm suyu ise “catechin, epicatechin, quercetin ve anthocyanin” gibi flavonoidlerden zengin. Üzüm suyu flavonoidlerinin potansiyel antioksidan etkinlik göstererek oksidatif strese karşı koruyucu etkinlik gösterdiği, serbest radikal hasarını ve diyetle ilintili kronik hastalık riskini azalttığı ileri sürülüyor. Özellikle mor üzüm ve mor üzüm suyunda bulunan polifenollerin kalp hastalıklarından koruyucu etkisi olduğu bildiriliyor….

1 Temmuz 2012 Pazar

tarihi çınar

Evet uzun zamandır gezdim gördüm postu yayınlamadım . Bursa 'ya gelmiş olanlar ve Bursalılar bilir . İster yaz , ister kış olsun dağ yolunda yenilen gözleme ve çayın tadı o güzel Bursa manzarasına karşı ayrı lezzetli ve güzeldir.

Kışın manzaranın tadı , yazın ise şehrin bunaltıcı ve sıkıcı sıcağından kurtulup , üstünüze kışlıklarınızı alıp üşüyeceğiniz kadar bo oksijenli hava mevcut . İster gözlemenizi yiyin , ister bir demlik çayınızı sevdiklerinizle paylaşın .

İşte öyle güzeldir dağ yolunun havası ...

Biz geçen gün Tarihi çınara gittik . İnanın üşüdük :)

Bursa–Uludağ yolu üzerinde bulunan İnkaya Köyü`ndeki İnkaya Çınarı, 595 yıllık tarihiyle Türkiye’nin en yaşlı ağacı olma özelliğini taşımaktadır. çınar, 35 metrelik boyu, 9.2 metre çevresiyle dikkat çekmektedir. Her bir dalının kalınlığı 3–4 m.yi bulmaktadır.


Bursa'yı arapların sardığı bu günlerde akşam saatlerinde yer bulmak oldukça zor.


Ayrıca bol bol taze meyve alabileceğiniz ve değişik ürünler bulacağınız tezgahlarda mevcut .

Yolu her Bursa'ya düşene tarihi çınarı tavsiye ederim . Bol Bol temiz hava ve sıcaklardan kurtulmak için .